11 Temmuz 2009 Cumartesi

YENİDEN DOĞU'YA DOĞRU

Mardin-Midyat-Diyarbakır-Nemrut turunu yeniledim. Bu defa daha farklı manzaralara yer vermek istiyorum. Genel bilgiler ve resimlerin bulunduğu bir önceki yazımda şehirlere ait önemli yerlerin hem resimlerine hemde tarihteki önemlerine yer ayırmıştım. (Seyahatler etiketinden ulaşabilirsiniz) Bu defa yöre halkını içine alan insan manzaralarını da nazarlara sunmak istedim. İşte örnekler; İlk insan mazarası Hristiyan aleminin en önemli ve eski kiliselerinden Mardin Süryani Kadim Kırklar Kilisesi'nden. Kilise duvarındaki bu resimin bir öyküsü var. Kiliseye adını veren Kırkların ilginç öyküsünü kilise yetkilisi şöyle anlattı; 3. yüzyılın ortalarında Kapadokya'da , Hrsitiyanlığı kabul eden kırk kişi Roma imparatoru Dokiyos tarafından Sivas'a sürülüp orada buz göletine atılarak öldürülmüş. İnançlarından vazgeçmeleri istenen kırk kişinin kutsal hatırasını yaşatmak için halk kiliseye "Kırklar Kilisesi" adını vermiş.
Artuklu Oteli yanındaki Melik Mahmut Cami çeşmesinden su dolduran bu çocuk üst taraftan elini suya batırması dikkatimi çekti, suyu içmek için mi aldığını sordum eliyle boşver işareti yaptı.
Kasımiye Medresesi önünde incik boncuk satan çocuklar. Bu yıl turist sayısı azlığından işleri kesat.
Mardin Selim Amca'da kaburga dolması yemeden dönmek olur mu?

İkinci durak Midyat'tan Telkari örnekleri. Bu sanat dalı insanı kendisine hayran bırakacak nitelikte ince ve narin.
Midyat rehberimiz Şehmus. Tüm girişimci-turizmci edasıyla ve medeni cesaretiyle yaklaşıp rehberlik yapabileceğini kendi lisanıyla teklif etti. İşi kaptığını gören arkadaşlarının kürtçe sataşmalarını es geçti. Yol boyu sohbet ederken adığım bilgiye göre Şehmuslar 5 kardeş ve kendisi ortanca. Mor Abrohom Manastırı yakınında oturuyor. Babası çiftçi. Çevre Kültür Evi'ne bizimle eşlik etti. Civardaki Kilisenin papazının ölümüyle kilisenin (belkide geçici) kapandığı bilgisini verdi. Hem ücretini hemde extra içecek ve şeker tarifesiyle Şehmus'a yol verip şehir çıkışına yakın manastıra yola koyulduk.
Bıkmışlardır belkide, görüntü almama zor ikna oldular. Aynı zamanda boncuk satıyorlar Çevre Kültür Evi civarında. Bu kadar yabancı insanı oralara çekenin ne olduğunu anlamayan masum gözlerle bakıyorlar. Tek amaçları bir kaç lira kazanmak şimdilik.
Mor Hobil-Mor Abrohom Manastırı önünde bekleşen neşeli Midyat çocuklarına Süryani olup olmadıklarını sordum, biz Müslümanız dediler.
Kavruk sarışın sevimli suratına, kocaman yeşil gözlerin eşilik ettiği bu şirin insanın adı, Fatih. Şu yakışıklılığa bakın hele.
Midyat Kent Müzesi içerisindeki mağaradan tavan görüntüsü.
Bu iki meraklı afacan Midyat Kent Müzesinin önünde park halindeki aracımıza yanaşıp camdan ayarlarını yaptığım kameraya bakıyorlardı.
Kahvaltı için girdiğimiz Midyat Gelüşke Hanı içerisinde üzerinde kediciklerin yeraldığı halıyı görüntülememek bir hayvan sever için hiç mi hiç olmazdı.
Midyat'taki muhteşem konaklardan biri, Güneşli Konağı.
Diyarbakır caddelerinde içecek almak için kavrularak bekleme esnasında yöre insanından bir kesit sunayım derken az daha dayak yiyordum iyi kurtardım.
Zavallı boyalı civcivler. Büyüyemeden öldükleri çok kesin. Diyarbakır caddeleri...Sırf insanlar keyif alsın diye rengarek boyayıp onları böyle satışa sunmak bir haksızlık.

Diyarbakır'da bir gece konakladıktan sonraki hedef Nemrut olduğundan yolu kısaltmak amacıyla Urfa- Siverek'e yakın iskeleden kalkan 15:30 feribotuna yetiştik. Kulağa komik gelen Siverekte bir feribota binmek çok keyifliydi.
Atatürk barajı üzerinden Kahta yakınlarındaki Nemrut yoluna bu güzel manzara eşlik etti.

Sırada bekleyen araçları görünce gözüme küçük gelen feribota sığamayacağımızı düşündüm öyle bir yerleştirdilerki kamyon dahil bizden sonraki araçlar bile sığdı.
Feribot yolcularının bir kısmıyla Nemrutta buluştuk. Hangileriyle buluşulduğunu tahmin etmeniz hiç zor değil. Sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya Hasan Keyf'ten muhteşem bir görüntü. Makine o an yanımda olmadığından fotoğraflayamadığım Agit ve Ahmet'i anmadan geçmeyeyim. Agit 8. sınıfa gidiyor ve turistik eşyalar satan dükkanlardan birinin çırağı. Kürtçe kahraman bir yiğit anlamına gelen ismini telaffuz edişime güldü. Aksan farkı sanırım.
Nemrut yolu düzgün asfalt ile başlayığ kilit taşı ile devam ediyor. Kendi aracınız ile yola çıkmakta kararlıysanız dikkat edeceğiniz çok önemli noktalar var; örneğin motor gücüne göre yükünüzü iyi ayarlamak, sürüş tekniklerini iyi bilmek. Yada civar yerleşim merkezlerinden tur minibüsleriyle tırmanış yapmak.
Giriş ücretli; öğrenci 3TL, sivil 6 TL.

Yer yer yağmurun yağdığı Nemrut yolu hem dik hem zorluydu.
Belli bir noktadan sonra yaya tırmanış başlıyor. Tırmanış hızına bağlı ortalama 30 dk sürüyor.
Havanın bozuk oluşu karabulutların yoğunlaşması batışı izlemeyi riske soktu.
Güneş batmadan az önce Doğu terasındaki heykellerin zirvedeki görüntüsü
Kara bulutların batışa daha farklı ihtişam katması görülmeye değerdi. Diğer tarafta gökkuşağı belirmişti.
Güneşin her gün doğup batması biz insanoğluna sıradan gibi gelsede hergün bunun bir mucize oluşuna dair tefekkürün bu görüntülerle birleşmesi daha farklı hisler uyandırıyor.
Daha önce doğuşu seyretmiştim, batışıda bir o kadar muhteşemdi.Unisef'in 06 plakalı aracının sürücüsü iki pet şişeyi Nemrut eteklerine hunharca yollayışına güneşin batışıyla şahit oldum.
Eşek, tırmanış için kısmetini beklemekte :) Fiyatını sordum sahibi 30 TL dedi, çıkış iniş mi dedim, hayır sadece çıkış 30, inişle birlikte 50 TL imiş. Akşam pazarı 20 yaparım dedi zaten inmiştim:)

8 yorum:

kubra zeynep kara dedi ki...

resimler muhteşem.
sanki gezip görmüş gibi oldum ellerine sağlık

Suya atılan nakışlar dedi ki...

merhaba Aymen
çok güzel bir gezi olmuş
hep gitmek istediğim vede görmek istediğim yerler. sayende gezmiş kadar oldum sevgi ve selamlar...

Moonish (moonsun) dedi ki...

Aymencim, nefis bir gezi olmus, fotograflar harika, umarim bir gun ben de bu sansi yakalarim :)) Bu arada ferbottakileri tahmin ettim :)) ama UN amcaya cok kizdimmm coooook :(

Sagır Kedi dedi ki...

Vay beee gezmiş ve yaşamış kadar oldum.Fotografların çok hoş..Boyalı civcivlere içim acıdı:((

OUR BEAUTIFUL HOUSE&GARDEN dedi ki...

Umarim birgün bende oralari gezebilirim. Simdilik senin fotograflarinla idare edeyim. Tigeri nereye biraktin giderken? Sevgilerimle.
Punky ve Assy`nin anneleri
Sonja.

Aymen dedi ki...

sonja, Tiger, babamdan pek hoşlanmasada zorunlu durumlarda idare ediyor:)

Murat Artan dedi ki...

sizin şu gezi anlatımlarınıza bayılıyorum,harika ellerinize sağlık.
benim de en sevidğim şeylerden biri yöre insanını fotoğraflamak:)

Adsız dedi ki...

öncelikle bu güzel yazı dizisini bizlerle paylaştığın için teşşekkür ederim.Güneydoğu yu çok güzel anlatmışsın.gerçekten güneydoğu yu görmek lazım güneydoğu çok güzel . sizleri GÜNEYDOĞU NUN İNCİSİ MİDYAT KENT E -www.midyatkent.tr.cx-davet ediyorum.Midyat hakkında öğrenmek istediğiniz herşey burada.