23 Nisan 2008 Çarşamba

KISA BİR ARA

Bir haftalık güneydoğu seyahati nedeniyle buralardan uzak kaldım. Döndüm, fakat oldukça yorgunum. Bir kaç gün dinlendikten sonra size gördüklerimi, gezdiklerimi, yediklerimi, içtiklerimi yani herşeyi anlatacağım.

12 Nisan 2008 Cumartesi

MARKA DÜŞKÜNÜ TIGER

Huysuz kedim Tiger, yiyecekler konusunda ağzının tadını çok iyi bilir. Tatlı tercihi Ülker sütlü çikolatadır. Her gün bir tane çikolatayı aç yada tok karnına zımpara yüzeyli diliyle tadına vara vara yalar yutar.
Günlük Mama ihtiyacını Whiskas kuru mama ile giderir. Ağzı açılan paketin fermuarı olmasına rağmen, kullanım süresi uzadığında aroma kaybına uğraması gerekçesiyle yemez. Resimdeki büyük paketi bu nedenle bitirmedi. Ancak küçük 300 gr lık paketlerle alınması durumunda mamayı sonuna kadar tüketir.
Tüpte çikolatayı, tane ülker çikolata olmadığında idareten yer. Ülker haricinde hiçbir çikolataya yanaşmaz. Saray, Şölen vs markaları çok uzaklardan tanır kıpırdamaz bile:)

Balık konservesinde Dardanel ton tercihidir. Zamane kedisi böyle bişey olmalı. Neyse ki giyim derdimiz yok. Yoksa çantada Nine West, Elle, elbisede Jovani, Gucci, Fendi tercih ederdi aman neme lazım:)

5 Nisan 2008 Cumartesi

NEMRUT DAĞI - NEMRUT' UN KIZI

Güneşin doğuşunun ve batışının en güzel izlendiği yerin Nemrut Dağı olduğunu duymuşuzdur. Güneşin doğuşunu, batışını evimizden de izliyoruz gerek varmı taaaaaa 2150 metre tırmanmaya diye düşünenlere değil bu post :)))
Onlar şimdiden sayfayı terkedebilirler :) Gezi tutkunlarının, doğa aşıklarının ve tarihsel dokuya merakı olanların ilgisini çekeceğinden eminim. 2 yıl kadar önce yaptığım Nemrut gezisine dair fotoğraflar ve bilgiler göreceksiniz bu defa ki seyahat günlüğümde. Tatil planlarını doğuya yapanlar için fikir verebilir. Zira Güneydoğuya yolu düşenler için görülesi bir yer Nemrut Dağı.
Nemrut dağı eteğindeeeeeee, yok böyle değildi galiba, Nemrut'un kızı, yandırdı bizi, çarptı sillesini felek misaliiii... evet şimdi oldu:))
Nemrut Dağı, Adıyaman merkeze yaklaşık 90 km uzaklıkta ve 2150 metre yüksekliğinde. Ayrıca Nemrut, UNESCO dünya kültür mirasında yerini almış bile, kaçımızın haberi var.
Kendi araçlarıyla tırmanmak isteyenler için izlenmesi gereken farklı bir yol var fakat ben ve arkadaşlarım Adıyaman merkezden gece saat 01:00’de hareket eden bir tur aracıyla tırmandık. Güneşin batışını da, doğuşunu da seyretmek mümkün, bizim tercihimiz buraya kadar gelmişken doğuşunu seyretmek oldu. Eee manzara bu kadar ihtişamlı olmasa idi koskoca Kommagene Kralı I. Antiochos buraya bu kadar emek vermezdi herhalde :) Yol epeyce dik ve ürkütücüydü. Keskin virajlar, yolun darlığı ve dikliği, gecenin karanlığı, yolun bazı kısımlarının taş parke döşeli olması 80-90 km olan yolu, tam 3 katından fazla sürede almamıza neden olmuştu. Bizim araçtaki tur milletinin tamamı Türk olsa da, mola verdiğimiz bir dağ tesisinde gördük ki Japon kardeşlerimiz bizden daha fazla sayıdaydı. Zirvede kesinlikle kanaat getirdik ki buraya zahmet edip gelenler çoğunlukla yabancı turistlerdi :) üstelik seyir yerinde taş oturaklarda yer bulabilmek için bir Japon kardeşimizin homur homur (muhtemelen küfrediyordu) homurdanması eşliğinde yer kapıverdik. Nirelerden nirelerden gelmişte o yükseklikte bizi kendi memleketimize sığdırmıyo çitlembik :)
Araç zirveye kadar çıkmıyor, bir noktada kalıyor ve kalan mesafeyi kendimiz tırmanıyoruz. Tercih edenler için eşek ve at kiralayarak tırmanma imkanıda var.Bu kadar yükseklikte, dev taş heykellerin ne işi var, işleri mi yokmuş koca koca kafaları oturtmuşlar, bu adamlar kim ola ki, başka yer mi bulamamışlar da 2150 metrede dikiliyorlar:))) diye benim gibi meraklılar için açıklayıcı bilgi aynen şöyle;Yani, M.Ö. 69-36 yıllarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos'un tanrıları ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırmış bu mezarı ve anıtsal heykelleri. Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisi diye geçiyor. Yunanlıların bir parmağı olduğunu tahmin etmeliydim :)

Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmış. Doğu terası, kutsal merkez ve bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar burada bulunuyor. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmış ve 8-10 m. yükseklikteler.

Heykelerin üzerindeki yazılara göre Apollon (Güneş Tanrısı), Fortuna(Bereket Tanrısı), Zeus(Baş Tanrısı), Herakles (Kudret Tanrısı), Kommangene'nin ilk kralı I. Antiokhos. Heykellerin yanında bir kartal ve arslan heykeli var onlarda kudret simgesi olarak yerleştirilmiş. Allah akıl versin:) taşlardan medet ummuşlar. Yalnız, güneş ışığının heykellere yansıdığında kızıl renge bürünmesi görülmeye değerdi.

Heykeller, anıt mezarlar, tümülüsler, krallar hatta Kommangene devleti bir yana, şahit olduğum muhteşem gün doğumu (fotoğraf kareleri profesyonel çekim olmadığından burada gerçeği o kadar yansıtmasa da) görülmeye değerdi. Güneşi gökyüzünden değil, aşağılardan biryerden doğuyor görmek ayrıca ilginçti.
Nemrut'a tırmanmayı planlayanlar için yanlarına almayı eksik etmemeleri gereken en önemli üç şey; camera, rahat bir ayakkabı ve kalın giysiler. Şehir merkezinde sıcaktan buharlaşma tehlikesi geçirilse de, burada durum tamamen değişiyor ve tırmandıkça hava buz kesiyor.


Tümülüsün etrafını
dolaşılıp araçlara doğru yol aldığımız da güneşin doğuşuyla etraf aydınlanmıştı ve muhteşem manzara eşliğinde gezi programına devam ettik. Program; Arsameia, Yeni Kale, Cendere Köprüsü ve Karakuş Tümülüsü gezisini de içine aldığından, büyük tur denilen tur, yaklaşık 5-6 saat sürdü.






Resimleri kırpa kırpa

ancak bu kadar ayırabildim. Umarım yeterince fikir vermiştir :) Sol ve sağ olmak üzere iki parçaya ayrılmış bu resimlerin orta parçasında ben vardım. Yok, öyle merak edilecek bişey yok. Sırt çantasını yüklenmiş, Japon kardeşlerin yanında Gülüver'in seyehatleri pozisyonunda yer alan yerli turist ben :) Gezi ekibinde Tiger yoktu. Ben, o ve diğeri, toplam 3 kişi :)






Cendere Köprüsü