Haftasonu Gaziantep'den Van istikametine doğru c.tesi sabahı yola çıktım. Yol güzergahı Urfa-Diyarbakır-Bitlis-Tatvan-Van. Teknik problemler nedeniyle yeterli resim çekemsemde kısa ve öz olarak paylaşacağım bu defa.
Diyarbakır'da öğle yemeği molası verildiğinde sıcaktan ve açlıktan bayılmak üzereydim. Buz gibi bol köpüklü ayran ilaç gibi geldi.Yemek sonrası uğranılan Şam'daki eski bir kilise olan Emevi Camisini andıran Osmanlıdan kalma tarihi Ulu Cami avlusunda ki 910 yıllık güneş saati görmeye değerdi. Saate bakmak için resme göre sağda durmak gerekiyor. Saatler biri gösterirken üçgen sivri demirin gölgesi hafif sağı gösteriyordu yani saat onüç.Saatin tek sorunu insanın yanında taşıyamaması :) saatin kaç olduğunu öğrenmek isteyenler burayamı gelip bakıyordu bilinmez ama o dönemlerde saate göre randevu verilmeye başlanmamış olsa gerek.
Ulu Cami'den az ilerde "yaş 35, yolun yarısı" dedikten sonra yolu tamamlayamadan yani 46 yaşında Viyana'da vefat eden ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi yer alıyor.
Diyarbakır'ın soylu ailelerinden Pirinçzadelerden olan Tarancı'nın çocukluk yıllarının geçtiği ev.
Diyarbakır'da sıcaktan erimek üzere olduğum anlarda benden daha fazla etkilenmiş bu pisicik bağrını taşlara vererek serinlemeye çalışıyordu. Butlarına bayıldım, şu zerafete bakın.
Urfa, Diyarbakır malum biraz kuru ve kurak manzaralara sahip olsa da Bitlis'e yaklaşınca bitki örtüsü tamamen değişiyor, yeşil dağlar, şırıldayan dereler eşlik ediyor yol boyu. Bitlis'te dikkatimi çeken şey, düz bir alanın neredeyse yok denecek kadar az olması. Girintili çıkıntılı dağlık bir alana yerleşim yapılmış. Tahminimden tamamen farklı bir şehir karşıma çıktı. Bitlis'te beş minare türküsünden esinlenerek gözlerim minare arayıp durdu.
Otobüs penceresinden yakaladığım bir kaç minare oldu yalnız beş minareden birisimiydi bilemiyorum. Tabelalardan okuduğuma göre burada birde kayak merkezi var.Bitlis'ten sonra Van Göl'lü kıyısında karşımıza Tatvan çıkıyor. Beni şaşkına uğratan bir başka yer, Tatvan. Görüldüğünde neden il olmamış diye düşündüren Bitlis'in kıyı ilçesi. Deniz esintisinin başladığı muhteşem manzaralara evsahipliği yapıyor Tatvan. Kendimi Çeşme'den dönmemiş kıyıları geziyor hissettim açıkcası.
Diyarbakır molasından sonraki ilk mola Siirt-Baykan'da Veysel Karani Hazretlerinin Mezarı.
Hz. Peygamber bir hadisinde;
“ Beni ziyaret etmek imkanına erişemediğinizde, kardeşim Veysel Karani’yi–Makamını-ziyaret ediniz.” buyurmuş.22:00 sularında ulaştığımız göl kıyısındaki otelimizde akşam yemeğinden sonra yere paralel olmanın mutluluğuyla derin bir uykuya daldım.
Otel pek iç açıcı değildi yalnız konduğu yer için aynı şeyi söyleyemem. Muhteşem bir sahili var, tertemiz, sodalı Van gölü yada Van denizi.
Gün batımında çektiğimden resimdeki hafif silik görünen kara parçası Akdamar Adası. Van Göl'ünün en büyük adası olan bu adada birde Ermenilerden kalma kilise var.
Van'ın yüksek dağlarından biri, Erek Dağı. Kaynak sularıyla Van'a buz gibi su tahsis eden soğuk ilkimlere set olan bu dağ orjinal bir görünüme sahip.
Van Kalesi eteklerinde Van Evi müzesi.
Van kalesi bir kaya kütlesi üzerine kurulu. Kalede Urartular'dan kalma Madır (Sardur) burcu, Analı-Kız, açık hava tapınağı, Kaya Mezarları, Bin Merdivenler, Çivi yazıları ve Osmanlı döneminden sonra yapılan beden duvarları, Sur Cami, sarnıç ve çeşitli yapılar bulunmakta. Kalenin güneyinde eski Van şehri kalıntıları var. Van kalesi etrafı Hor Hor bahçeleri ve kaynak sularıyla nezih dinlenme alanlarına sahip.
Kale'ye çıkıp yorgunluk gidermek isteyenler için alt kısımda güzel kafeler var.
Netten edindiğim bir resim, kalenin tepeden görünümü.Van'a kadar gidip kedi görmemek olmaz. Cebren turun yönünü çevirdiğim Van Kedi Evi'nden manzaralar...
Pazar günleri kedi evi kapalı olurmuş. Bu yüzden parmaklıklar ardından görebildiğim ve çekebildiğim kadarıyla resimlerden bir kaçı.
Onlara dokunmak ve mıncırma hayallerim suya düştü. Bu defa "kedinin ciğere bakması gibi" tabiri benim içindi.
Bütün tur ahalisinin gergin bakışları arasında kısıtlı zamanda en yakından yakaladığım pisinin iki gözüde aynı renk. Diğer resimleri yakınlaştırdığınızda farklı göz renklerini görebilirsiniz.
Akşam yemeği için dönüş yolu üzerinde Milli Eğitime bağlı Van Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü'ne uğranıldı. Tesisde yok yoktu. Çok geniş bir alana kurulmuş bu komplekste havuz, oyun alanları, hatta helikopter pisti bile mevcut. Uçakta yer bulamayanlar için kaçırılmaz bir fırsat :) Hem çok temiz hemde sakin olan plajı alabildiğine uzun görünüyordu. Tatil'de batı yerine doğuda geçirmek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.
Tatil'de batı yerine doğuda geçirmek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim. Tabi bir öğretmenevi kartına sahipseniz:)Dönüş yolunda karşımıza çıkan bu trafik hayra alamet değildi. İki otomobilin yanlış sollama sonucu birbirine hızla çarpmasıyla 6 ölü, 2 ağır yaralı vardı. Arabalar paramparça, cesetler tanınmaz haldeydi. Yanından geçerken etrafa savrulmuş parçalanmış cesetler moral bozucuydu.
Van için 2 gün çok az bir süre. Havayolu tercih edilirde konaklama iyi planlanırsa ve de araba kiralama yoluna gidilirse daha verimli bir gezi olacağını düşünüyorum.
13 yorum:
Yine faydalı ve bol resimli güzel bir gezi yazısı olmuş.
Çok güzel resimler bunlar.
Söylemeden geçemedim.
Sevgiler...
Aymenim canııım.
Senin sayeden memleketimin geremediğim ve göreceğimide zannetmediğim yerlerini görüyorum ya sağolasın:=)
Ama ben en çok pisilere bayıldım onları vıcık vıcık sevmek ne hoş olur vallahi biblo gibilerEh bekliyorum sırada neresi var bakalım.
Ayaklarına ve parmaklarına sağlık.
Hoşçakal.
"Teknik problemler nedeniyle yeterli resim çekemesemde kısa ve öz olarak paylaşacağım bu defa." demişsin ama bence yeterli daha ne olsun. Sağol, paylaşımların için.
Umar, faidelendirmek güzel bi duygu, teşekkürler.
yaşamın kıyısında, çok teşekkür ederim, yine bekleriz.
melek, ben sizler için geziyorum. Üstelik arada kısa gezileri konu edinmiyorum bile:) pisiciklere dokunamadığım için çok muzdaribim.
arzu hal, Van aslında bu kadarla bitmez ama kısmet, bir sonrakine daha detaylı keşfetmek isterim.
Sayende gezdik, gördük. Sağolasın. Hep imrendiğim insanlardan birisin. Gez, toz, gör, öğren, fotoğrafla, paylaş... valla çok faidelisin gardaş.:)
Sevgiyle...
O güzelim ayran insana ilac gibi gelmezmi hic?Ben hala o resimde takildim kaldim:))
Türkiye'ye izine gitmis kadar oluyorum sayende canim:)
Bol bol geziyorsun bakalim ne zaman "dur" diyecksin?:)
Selamlarimi birakiyorum.
SERAP.
Mrb arkadaşım çok güzel bir blog olmuş başarılarının devamını dilerim..
Benim siteme de beklerim www.anindayorum.com
Hoşçakal...
incegül, bi de sponsor bulsam fena olmayacak hani:)
karakazan, aman aman kimseler dur demesin fena alıştım:)
ali, teşekkürler. ilk fırsatta uğrarım.
Bütün resimler harika olmuş çekimler ve açılar çok hoş ama ben o bol köpüklü ayran ve kedilerde kaldım o nasıl güzellik yahu :)))
Güneş Saatleri Osmanlı'nın vazgeçilmez güzelliklerinden, daha doğrusu Namaz Saati oluyor. Kesin camiinin bahçesinde çınar ağacı da vardır :)
O zamanlar bir çubuğu toprağa saplayıp zamanı ayarlamaya çalışan insan beyni zamanla camiilerdeki güneş saatleriyle gelişimini sürdürmüş.
Camiilerdeki güneş saatleri muazzam tarihi eserlerdir:)
sanaaki, beğenin için çok teşekkür ederim.
mobius, çınar ağacını nedense hatırlayamadım. verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
tatvan'ı ilk gördüğümde ben de çok şaşırmış ve sevmiştim,çok şirin bir ilçe ve ilçe olmayacak kadar gelişmişkilis i il yapacaklarına tatvanı yapsalarmış ya.iki kez geçtik,ikisi de sabahın köründeydi,güneşin ilk ışıklarında.
sizin bu kediseverliğiniz yok mu,nereye gitseniz kedicikleri kendinize çekiyorsunuz,sevenini biliyorlar,gerçi memleket kedi kaynıyor ama neyse.
van şehir olarak sadece bir şehir,bir özelliği yok ama vanın taşraları bir başka.o dağlar tepeler,mis hava,doğunun o farklı atmosferi çok güzel,hala içimde capcanlı o ruh,özledim doğrusu.
Yorum Gönder