Gaziantep'te haftasonları geçirmek için şehre yakın beldelerde kurulu "bağ evi" adı verilen yazlık evlere akın edilir. Bir de "deniz evi" denilen yazlık evler vardır ki bunlar da Mersin, İskenderun civarında deniz gören yada denize yakın evlerdir. Bağ evi, bahçe içerisinde meyve ağaçlarının arasında genellikle yerde çim olmayan kurak topraklar üzerine kurulu kimi zaman orta halli, kimi zaman lüx şartlarda yapılmıştır. Evde balkonda mangal tüttüremeyenlerin diğer alternatifi yakın civar ormanlar olur, imkanı daha geniş olanların ise tercihi bağ evleridir. Amaç kebap yemektir yoksa yeni haftaya başlangıç için eksik adım atılmış olur:)
Bu haftasonu iki gün bağ evlerinde davetteydim. İlki mütevazi şartlardaydı. Meyve ağaçlarının ortasında kurulu bir bağ evi.
Bu gün yine bir bağ evi fakat bu defa yolu daha uzun, daha abartılı, bu manzaraya ve bu topraklara bu kadar emeğin neden verildiğini anlayamadığım bir yazlık. Doğal ortamla içiçe olabilmek için o kadar uzağa dev bir bina yapıp içinde bir iki ay yaşamak hiç bana göre değil. Yemyeşil dağlar, yamaçlar yok malesef Gaziantep'te. Şırıldayan dereler, akarsular, hiç yok. E deniz, göl, orman, okyanusta yok. Neredeyse şehirde yaşamakla orada yaşamak arasında hiç fark yok. Hatta eksileri bile var. Ben çözemedim bir türlü. Şimdi Antep'liler duruma bi açıklama getirecektir umarım:)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
bu heryerde olan bı sorun anteplılerı suclamayalım:)
benım koyum var aymen.. dedelerımın daha dogrusu.. sırıl sırıl dereler.. agaclarr.. sarkan bogurtlen dalları.. ordekler.. ahh ahh.. kacmak hıc uzak bır fıkır degıl bazen..
Aymencim bu konuda da tamamen sana katılıyorum... sadece bağ evinde değil herşeyde aşırı lüks veya çok mütavazi olmayacak ikisinin ortası...
Burası bağ evimi...? resmen kale gibi aymencim bende böyle bir yerde iki ayda olsa yaşamayı tercih etmem benim çevrem her zaman kalabalık olmalı..
acaba antepliler ne diyecek...:)
Canim ne zmandir görüsemedik.
Su bag evi dedikleri yazina takildim. Bizim bagevine yilin oniki ayi gitme sansimiz var. ksi 25 derece souk ve diz boyu kar olsada...
Ah ah bir hafta oldu geleli. Assy ve Punky de cok özlediler orayi. Onlara arka bahcedeki terasi yanlari ve üzeri olmak üzere file gecirdik. Artik istedikleri gibi disarda kosup oynuyorlar.
Anliyacagin bagevini bizde, kedilerde özledik bir hafta ayrilmamiza ragmen.
Tiger´den yazmamissin. Onu da mi götürdün giderken o bagevi davetlerine?
Sevgilerimle Sonja...
Valla Aymen ben de anlamıyorum anlasam anlatırdım inan.Hatta benim babamında var küçük ve mütevazi biryer .Antebin köylerinden birinde ,sakin bir yerde .Babam toprakla uğraşmayı seviyor ondan gidiyor.Ama ben oldum olası sevmiyorum,Hep sorun oluşturdu aile içinde bu.Kafa dinlemeye 1 saat giderim ama 2 ay orda kalmak bana çoook ters.
adanada da yazları yaylalara cıkılır nedenı sehrın bunaltan sıcagı ve tatıl ama buda gorecelıdır sonucta kımıs sessız sakıın ortamı sever kımı hıc sevmez onun ıcın degısken bır durum bence
______________
yasasınn bu gun pazartesi cumanın gelmesıne sadece 5 gun kaldı mutlu saglıklı huzurlu bır hafta dılıyorum
yass, heryerde var tabi ki. ben sadece zemin ve mekan farkından dolayı yadırgıyorum. Şehirden farklı olarak serinletecek bir unsur yok bağ evlerinde.
ayça, lüx ortam tartışılır ama nerede ve ne kadar bu önemli.
tuğçe, resimdeki şato internetten..:))
sonja, blogunda almanca yazılar görüyorum uğradığımda. e anlamayınca sessizce çıkıyorum:)) Tiger malesef evden dışarı adım atmıyor taşıma çantasını görünce bile dehşete kapılıyor. bu yüzden ona tatil yok:)
ilham perisi, kafa dinleme anlayışı farklılık gösteriyor bana da bağ evi mantığı ters hele de Antep te ise.
zehra, yaylaları bilirim. serin ve bol oksijenli olur. bağ evleri en az şehir kadar sıcaktır. yükselti farkı yok çünki.
Burası bağ evi için biraz fazla görkemli duruyor.
Ben de sessiz ve sakin ortamları seviyorum ama şehir merkezinden uzak kalma fikri pek hoşuma gitmiyor.
Bağ bahçe işleri bana göre değil. Sadece bir günlük gezi olarak düşünebilirim.
Belki bir kaç kere gitmek iyi gelebilir ama bir yerden sonra sıkacağını düşünüyorum.
Bizim kulturde sahiplenmek oldugu icin seviyoruz deli gibi para dokmeyi iki aylik evlere.
Benimde aklimda vardir bag evi yaptirmak,ama bu ne zaman olur bilinmez.Köy de yetisen bir olarak gözüm hep topraktadir,ugrasmayi ekip bicmeyi cok severim.Eger bir gün kesin dönüs yaparsam ins,dogdugum köye giderim.:)
O kadar param olsa benim yaptiracagim bag evi büyük ama lüx olmayacak ins.:)
Selamlarimla...
Buradan ARZUHALE sesleniyorum,sayfasini niye kapatti acik olsaydi herkes yararlanirdi.Sadece davetlilere acik yapmis,ne diyelim pasa gönlü bilir cani sagolsun.
selamlarimi gönderiyorum...
Sevgili Aymen,
Artık Arzu-hal'e yazmıyorum. Belki ileride yine açarım ama şimdilik Ebedi mutluluktayım. Profilimden ulaşabilirsin zaten.
en sevdiğim şey Antep'e laf atmak,bana yine fırsat verdiniz,çok sağolun:D
bir keresinde oturuyoruz,Antepli bir arkadaşa antepte yeşillik yok bişey yok şöyle kafanı dinleyecek bir yer yok çıkıp gideceğin falan derken "aa olur mu bağ evleri var ya" demişti. ben de bu evlerin mahiyetini bilmediğimden susmak zorunda kalmıştım.şimdi anlamış oldum,çok sağolun aydınlattınız beni.
biz de haziran başlarında burç taraflarına kiraz bahçesine gitmiştik,oralarda biraz yeşillik görünce sevindim doğrusu.
şehirden bunalıp kafa dinlemek için iyi olsa da bir yere kadar,sonra sıkar bence de.taşın toprağın içinde sıcakta insan sıkılır yahu.
arzu hal, ebedi mutlulukta görüşürüz o zaman.
umar, kesinlikle haklısın.
desertwind, mal mülk edinmek çok önemli bizim millette bilirsin.
karakazan, arzu hal ebedi mutluluk blogunda devam ediyor bilgin olsun.
ivriz, sana yine gün doğdu yani :)
kuru topraklar üzerinde meyve ağaçları nasılda direnerek ayakta duruyorlar. Fıstık ağaçları için diyecek sözüm yok:)
Yorum Gönder