
Ne olurdu kedim olsa, şu yaralarımı sarsa, bıktım artık kedisizlikten diyenler (aa bu şarkı böyle değilmiydi yoksa:))) bu postu muhakkak okumalılar.
Bir kedi insan yaşamını değiştirebiliyorsa, iki kedi napar onu henüz yaşamadım amaaa şimdilik. Ben Tiger la yaşamaya başladıktan sonra yaşamım oldukça değişti. Belkide bana aşırı bağımlı bir kedi olmasının etkisi vardır.

Kedi beslemek düşüncesinin ilk aşaması, karar aşamasıdır. Bu aşama için evsel, insansal ve çevresel faktörler çok önemlidir. Elverişli olmayan bir faktör hem kedi için hemde sizler için yaşamı terz yüz edebilir. Çünki kediler kendi kararlarını uygulamakta ısrarcı olup sizin kararlarınız onları asla enterese etmez.

Bu duyguyu anlatmayı düşünmüyorum, o kadar zor ki..... Ben Tiger'ı anlatmaya karar verdim, duygu kısmını size bırakıyorum. Ne duyduğunuz size kalmış:)))))

Tiger, yani benim biricik kedim, klasik kedi normlarına göre birazcık farklı davranışlar sergilemekte diye düşünüyorum.

Miyavlamamasından anlamalıydım ilk başta:)

Mama isteyeceği zaman maaaaa sesi çıkarır. Mama kelimesini bilir. Evdekilere bunu ıspat etmem zor olmadı. Uyurken bile mama istermisin dendiğinde maalayarak hatta meeliyerek heyecanlanır ve mama kabına koşarak gider. Şaka yapmaya gelemez, aksi halde bu yeteneğini kolay kaybeder.

Tiger tam bir insanseverdir, kedilerden pek hoşlanmaz, evimize misafir olarak gelen yavru kedi karşısında Tiger'ın şaşkın bakışlarını gizleyemediği anlar yukardaki resimde:))

Top oynamaya bayılır. Top oynarmısın Tiger dendiğinde, hemen evin orta yerinde kulaklar dik patiler bir adım önde pozisyon alır ve topu atmanızı bekler. Top, kırıştırılmış küçük bir kağıttan yapılmıştır. Bulunduğunuz yerden topu uzağa atarsınız, bir kaleci misali yükselerek karşılar ve onu ağzıyla koşa koşa size getirir. Bu oyunu dakikalarca oynamak ister. Top önünüze kadar gelmiş ve siz kazara tv ye dalmışsanız cırtlark bir meeeee sesiyle uyarıda bulunur.

Kucağınızda uyumasını istediğinizde gel gel gel Tiger dediğinizde koşarak nerede olursa olsun gelir kucağınıza yerleşir.
Hayır Tiger, komutundan hiç hoşlanmaz, gerilenerek üzerinize atlar, güldüğünüzde bu saldırılar daha sert olarak tekrar eder:)

Whiskas mama haricinde yediği şeyler çok azdır. Ülker çikolataya bayılır, hani kırmızı kabın içinde tane tane olan varya ondan. Başka marka sunduğunuzda koklamaya bile tenezzül etmeden geri döner gider. Antep baklavası, şöbiyet, fıstıklı burma kadayıfı, şiş kebap, haşlanmış tavuk göğsü, tavuk ciğeri, ton balığı yedikleri arasındadır. Bunlarda küçük parçalara bölünmelidir. Yağ, deri, kıkırdak, ciğer, kıyma et, sert et, çiğ et asla yemez.
Kimselere kendini ellettirmeyen Tiger haplarını, ilaçlarını uslu bi şekilde yutar, içer. Hemde homurdanarak. Bilir ki eninde sonunda onları yutacak.
Saklambaç oyunu sevdiği oyunlar arasındadır. Bu oyunun kurallarını bilmeyen zarara uğrayabilir. Siz yorulursunuz, onun küçücük bedeni yorulmaz.
Market dönüşleri heyecanla bir o poşete bir bu poşete doğru koşar, onun sevdiği yiyecekler alınmışsa hemen ikram edilmelidir, yoksa gerilebilir. Helede paketlerden Whiskas yaş mama çıkarsa değmeyin keyfine. Her dışarı çıkışınızda sizi hemen kapının arkasında özlemle bekleyecektir.

Yasak bölgelere asla girmez, kiler gibi, banyo wc gibi, mutfak gibi. Evde kimse olmasada mutfağa güvenle yiyecek bırakılabilir.
Tuvaletini, kumu haricinde başka bir yere asla yapmaz. En azından şimdiye kadar hiç vukuatı olmadı.
Yaramazlık derecesi arttığında, artık çığırdan çıkmışsa onu bir tek kolonya korkutabilir. Annemin en sevdiği komut budur. Tiger çiçek yapraklarını bir yandan anneme bakarak okşarken, annem, Tiger kolonya geliyo der demez fırtına olur odasına koşar. Bunu tekrarlarsa kolonya şişesinin kapağını açmakla, daha ilerisi bulunduğu yere bir damla kolonya damlatmakla olayı kökünden halletmiş olursunuz.
Çoğu kedi çiçeklerin dibine tuvaletini yapmaya kalkışır biz bu sorunu çiçeklerin dibine portakal limon kabuğu koyarak çözmüştük. Çünki turunçgiller Tiger ın gözünü kamaştırır yaklaşamaz.
Gece ışıklar söndüğünde uyku moduna geçer sabaha kadar insanlar gibi uyur. Uyanma süresini aşarsanız dolapların kapağını açıp içine girmekle tehdit eder. Velevki uyunmadınız, uyandığınızda dolabın içinde askıların üzerinde sizi oturarak bekler.

En zor anlarınızda bile yanınızdadır. Hiç bir menfaati olmadan, riyasız, masummane, müteşekkirane. Gözyaşlarınızın tüylerini ıslattığı anlarda bile o size sizi koklayarak cevap verir mırıldayarak. Gözlerinizin içine bakar taa en derinlere. Konuştuklarınıza nağmelerle cevap verir her defasında. Yumuşacık tüylerini okşadığınızda hissettiğiniz bu sevgi size cennettede benimle ol emi kedicim dedirtir.
Daha ne olsun Nalancığım :)
Sırtına binip kırlarda bayırlarda hop hop gezdirir demek isterdim, hatta bi koşu marketten bir ekmek alıp getiriverir diyebilmeyi, sen evde yokken etrafı toparlayıp yemek yapar diyebilmeyi, yorulduğun anlarda getir götür işleri yapıyor diyebilmeyi:)) Malesef... bol bol keyif yapar, sende keyifle seversin onu. Evde sevimlimi sevimli bir canlı görmek istiyorsan, bununda yaramaz bir tüy yumağı olmasını tercih edersen işte o zaman bir kedicik al derim:)))