30 Aralık 2007 Pazar

İLK SOBEM PATİCİKLER'DEN

Sevgili Paticikler- yağmur damlası beni sobelemiş pazar gününe denk gelmesi iyi oldu:) İki ayrı sobe var ama ikisinide kapsamım alanına almaya karar verdim. Kısa kısa yazacağım.

Hayatımı anlamlı kılan yedi şey;
1-Beni her durumda ayakta tutan inancım (Risale-i Nur'ların katkısıyla) ve onun beslediği metanetim, duruşum, ümitlerim, en önemlisi bu beden, bu beyin, bu düşünce ve fikir, bu ufuk, bu bakış, bu hayat.. iyiki bana verilmiş ve iyiki farkındayım.
2-Ailem; sapasağlam yanımda olmaları herşeye bedel benim için.
3-Özgürlük ve Demokrasi anlayışım; Özgürlüğüm herşeyim,ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam düsturunun bende çok derin yeri var. Demokrasiyi yaşamımda esas tutarım, tahakküme, baskıya, dayatmanın her türlüsüne karşı savaşırım.
4-Kedim Tiger; En doğru zamanda hayatıma girip yada girdirilip bana onun sevgisini yaşama şansı verildi. O varken hayat daha güzel.
5--Vazgeçilmez teknolojilerim; Bilgisayarım, arabam, telefonlarım, tv'm, cameram...
6--Odam; Kendime ait sistemim, sığınağım, oyuncaklarım, doyumsuzluğumun ifadesi olan hiç bir yere sığmayan, benim için maddi manevi değeri olan, kıyafetlerim, ayakkabılarım, terliklerim...
7-Bitmek tükenmek bilmeyen dünyayı gezip görme ve seyahat arzum; Yapabildiklerimle kalmam ümitediyorum.
Ekliyorum;
8-İşim;Şimdi içinde olmadığım ara verdiğim mesleğim.
9-İstanbul;İstanbul'da yaşamak değil, İstanbul'u yaşamalı işte o zaman İstanbul'da yaşadım denilebilir. Yaşamımdaki yeri yadsınamaz.
10-Bu da bende kalsın...????!!!! :)))


Diğer Sobe;
Ben küçükken; Daha önce büyük olduğumu ve sonradan küçüldüğümü zannederdim. O yüzden ben büyükken diye cümleler kurarmışım:)) (O zamandan tuhafmışım:)
Ben aslında; Değerli bir insanım:)) Kendimi seviyorum..:))
En saçma huyum; Çok var ama bir tanesini seçecek olursam, zeytin yemiyorum neden olduğunu da bilmiyorum.
Bence cep telefonu; Vazgeçilmezdir ama açma kapama butonu olsun, iletişim kurayım yeter, kullanmadıkları, hakkını vermedikleri halde acaip, fonksiyonlu, pahalı cep telefonu kullananları yadırgarım. Abartmaya ve görgüsüzlük yapmaya gerek yok diye düşünürüm.
Aşk bence; Aşk diye bişey yok demek isterdim. Varsa da faydası yok, sürekliliği yok. Kavuşulamayana duyulan tutkudan ibarettir. Kavuşunca son bulur. Bir süre mutluluk verir sonra ya acıya dönüşür yada yok olur gider. Sevgiye dönüşüp hiç bitmeyene sözüm yok.
En sevdiğim bloglar; Yemek blogu; Lavantin (seni seviyorum, sana hayranım, yemek meleğisin sen, bunları yapan insan olamaz diye tanımladığım, bende tezahür etme fırsatı bulamayan bu yeteneği üzerinde taşıyan şahıs). Seviyorum ki diğer bloglar listemde :))


Son olarak yeni yılın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ülkem ve insanlık adına.

13 yorum:

Boncukçu dedi ki...

Bir seimli kedinin sevgisini yaşamak bambaşka bir şey, bir şans gerçekten.
İyi yıllar Sevgili Aymen

Adsız dedi ki...

Aymencim yeniyılın kutlu olsun canım....
2008 senesi başarılı,huzurlu sağlık ve mutluluk dolu geçmesini dilerim.....

Tigeri mıncıkla bir benim için...

Adsız dedi ki...

Sobelemeyi seviyorum, blog yazarı arkadaşlarımızı daha iyi tanımamıza yardımcı oluyor..

aymencim iyi seneler dilerim.
Her şeyin gönlünce olacağı bir sene olur inşallah...

yemek dedi ki...

Aymen, şimdi ben ne yazssam ''Bak bak kendini övene ne kadar iltifat ediyor.'' diyecekler.:) Ama güzel gönlünden kopan, insanı şımartan o sözlere değil de o hisleri taşıyan yüreğe teşekkür edebilirim.
Seni daha yakından tanımak istiyorum, en iyisi ben seninle e posta üzerinden bir köprü kurayım. Zaten biraz acaip tiplelerle yakın dostluk kurma gibi bir huyum vardır.:)
Eskisiyle birlilikte İstanbul'u yaşamak fikrin kulağa hoş geliyor. Ben İstanbul'u sevmeyenlerdenim. Üç beş ziyaretim olmuştur ama, ben sıkılırım her yerini göremediğim, bilemediğim şehirlerden.:) Yaşadığım yere biraz hakim olmak isterim, sadece bir kaç semtini tanımak yetmez.
Özgürlük duygunu anlamamak mümkün mü? Tipik kova burcu.:) Ben de özgürlük delisiyim ama önemli olan birşeyi yapabilme imkanına sahip olmaktır, Onu yapmakdan ziyade. Yani, dağa tırmanma imkanına sahip olamak, benim için dağa tırmanmış olmakla eşittir.Bilmiyorum anlatabildim mi?
Selamlar sevgiler...

Aymen dedi ki...

Bonçukçu; seninde bildiğin üzere bu duyguyu anlatmak zor ancak yaşayan bilir :) çok şükür ki sende yaşayanlardansın.

Ayca, mıncıklamak ne kelime senin için çitiledim bile Tiger'ı :)

Tugçe, sobe ile ilginç tanımlamalar, sırlar ortaya çıkıyor haklısın.

Lavantin, yine sana dokundurmadan edemedim ne yapayım huy işte alıkoyamadım kendimi:)Acaip bi tip demişsin bu arada:) haklı olabilirsin. Özgürlük tanımı ve İstanbul birbirine çok yakışıyor, orada özgür olamazsan İstanbul u yaşayamazsın. Bazı insanların şartları müsait olamayabiliyor, ben bu gruptan değildim belkide. Müsait olunca da dağlara bile tırmanıyosun, okyanusları aşıyosun bazen ve İstanbul'u yaşıyosun. Seni de anlıyorum tabi ki.

Herkesin yeni yılını yeniden kutluyorum, güzel temennileri için teşekkürler.

Unknown dedi ki...

Sevgi bestesinin tınılarını tüm insanların yüreğinde hissedeceği, hüzünlerinizin dostluklarla silineceği, ümitlerinizin hiç bitmeyeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yılı sevdiklerinizle birlikte geçirmeniz dileğiyle. 2008 yılı size sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirsin! Neşe dolu bir yıl geçirmeniz dilegimle

Aynur dedi ki...

Yeni yilin size ve tüm sevdiklerinize saglik, mutluluk, nese, basari, bolca para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim. Mutlu Yillar...


www.aynurdantarifler.blogspot.com

Aymen dedi ki...

özgül ve aynur bende sizlerin yeni yılını kutluyorum. happy new year

zehra dedi ki...

2008 �imdiye dek ge�irdi�imiz en g�zel y�l olmas� dile�i ile
herkese kocaman �p�c�kler
MUTLU YILLAR:))

Murat Artan dedi ki...

mutlu yıllar.

cep telefonu hakkındaki düşüncelerine katılıyorum.
ayrıca istanbul da yaşanmalı değil istanbul u yaşamalı deyişine de şiddetle katılıyorum.

bu tüm iller için geçerli,bir şehirde yaşamayacaksın,o şehri yaşayacaksın.

Aymen dedi ki...

Sanada mutlu yıllar zehra, yeni mutlu cumalar:)

Mutlu yıllar ivriz, katıldıklarına katılıyorum :))

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

aa maşallah maşallah..) sen meğer hemen cevaplamışsııın.
ama ben oğlum evdeyken o kadar az oturabiliyorum ki pc ye.
ancak yazımı yazıp cevap yetiştirmekle uğraşabildim o süre içinde.:(
teşekkür ederim ayrıca.
ben kendim sobe olayını pek sevmediğim için (halbuki iyi oluyor aslında) hep cevaplarda biraz geç kalıyorum.:(
İstanbul'a aşığım ben aşık. İlerde ya boğazı bütün gören bir yerinde (ama o gökdelenlerde oturmayı istenmem)ya da tam kıyıda oturabilmeyi, İstanbul'da yaşamayı gerçekten çok istiyorum.bütün ara sokaklarını, küçük mescitlerini keşfetmeyi..)
oğlum bile her gittiğinde "sana hak veriyorum.gerçekten bambaşka şehir" diyor.
eee öyle olmasa Peygamberim(sav)o Hadis-i söyleyip onu alacak orduyu ve komutanı methedermiydi? :))
tarihin her döneminde konumu itibari ile çok önemli bir şehir oldu,değil mi?:))

xxx dedi ki...

(O zamandan tuhafmışım:)diyorsunuz.

Aslında herkes kendini biraz tuhaf,diğer insanlardan farklı mı görüyor acaba?Yani ben de biraz kendimi tuhaf hissediyorum da çevremde.Çevrenizdeki insanlardan farklı düşündüğünüz bir konu varsa böyle hissediyorsunuz.Mesela evli olupta çocuk sahibi olmak istemeyen biri çok tuhaf karşılanıyor.Hatta çift olarak böyle düşünüyorsanız daha da tuhafsınız.