Dua etmeyenimiz varmı? Pek tabiki yoktur. Neden dua ediyoruz? kendimiz için..? kedimiz için..? ailemiz için? başarımız için..? hiç bitmeyen ihtiyaçlarımız için..? sağlığımız için..? Her insanın öncelikleri vardır muhakkak.
Duanın sadece el açıp yalvarmaktan ibaret olduğunu bilenler yanılıyor olmalılar.
Çalışmakta bir nevi duadır. Evet evet, çalışmak yani sebepleri bir araya getirmek için çalışmak ve neticeyi beklemek bir duadır.
Ve dua etmek en büyük ibadettir. Çünki dua kul olduğunu bilmektir. Ben kulum senden başka gidecek kapım yoktur demek, aciz olduğunun farkına varmak, sesinin işitildiğini, kalbinin en derinindeki en ufak bir arzuyu bileni bilmek ve yüce yaratıcıyı idrak etmektir.
Dua bir terapidir. İnsanı manen rahatlatan bir nevi tedavidir. Yalnız olmadığını bilmek herşeyin diziginini elinde bulunduran bir güçün varlığını hissetmektir.
"vermek istemeseydi istemek verirmiydi" diyor üstad. İstemekte bir nevi ibadettir.
Peki duamızın kabul edildiğini bazen anlamayabilirmiyiz. Risaleden aynen aktarıyorum:
Üçüncü Nükte Dua-yı kavlî-i ihtiyarînin makbuliyeti, iki ci-hetledir: Ya ayn-ı matlubu ile makbul olur; veyahut daha evlâsı verilir. Meselâ, birisi kendine bir erkek evlât ister. Cenâb-ı Hak, Hazret-i Meryem gibi bir kız evlâdını veriyor. "Duası kabul olunmadı" denilmez. "Da-ha evlâ bir surette kabul edildi" denilir. Hem Bazen kendi dünyasının saadeti için dua eder. Duası âhiret için kabul olunur. "Duası reddedildi" de-nilmez. Belki, "Daha enfâ bir surette kabul edil-di" denilir, ve hâkezâ... Madem Cenâb-ı Hak Hakîmdir. Biz Ondan iste-riz, O da bize cevap verir. Fakat hikmetine göre bizimle muamele eder. Hasta, tabibin hikmetini itham etmemeli. Hasta bal ister; tabib-i hâzık, sıtması için sulfato verir. "Tabip beni dinlemedi" denilmez. Belki âh ü fizârını dinledi, işitti, cevap da verdi, maksudun iyisini yerine getirdi.
Ortalama 60-70 yıllık dünya hayatımız ve maksatlarımız için dua ediyoruz ya ölüm ve ötesi için duamız varmı?
Hak vaki olduğunda karanlık ve koyu bir toprağın altında bizi yapayalnız bırakıp gittiklerinde ne yapacağımıza dair bir fikrimiz varmı? Bizi ne kurtaracak kim yardım edecek bir fikrimiz varmı?
Annenin evladını dahi gözü görmediği o haşir(diriliş) meydanında elimizden bizi kim tutacak bunu hiç düşündük mü?
Bırakalım siyaseti Ali yi Veli yi ölüm ve ötesi için dünyada ne ektik ne biçtik muhasebe yapıyomuyuz hiç?
Ölüm yokluk değil, hiçlik değil sadece bir terhis teskeresi, bir mekan değişimi, ebedi hayatın başlangıcı gerçeği değilmidir ?
Mevlananın dediği gibi ölüm benim düğün günüm diyebiliyormuyuz?
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısına her geçen gün yaklaşıyoruz ve madem ömür sermayemiz için hiç bir garantimiz yok o zaman buyrun bu gerçekle yaşamaya ve hayatımızı bir daha gözden geçirmeye.
Bana bu bakış açısını kazandıran Risale-i Nur'a ve müfessirine duayla..
Duanın sadece el açıp yalvarmaktan ibaret olduğunu bilenler yanılıyor olmalılar.
Çalışmakta bir nevi duadır. Evet evet, çalışmak yani sebepleri bir araya getirmek için çalışmak ve neticeyi beklemek bir duadır.
Ve dua etmek en büyük ibadettir. Çünki dua kul olduğunu bilmektir. Ben kulum senden başka gidecek kapım yoktur demek, aciz olduğunun farkına varmak, sesinin işitildiğini, kalbinin en derinindeki en ufak bir arzuyu bileni bilmek ve yüce yaratıcıyı idrak etmektir.
Dua bir terapidir. İnsanı manen rahatlatan bir nevi tedavidir. Yalnız olmadığını bilmek herşeyin diziginini elinde bulunduran bir güçün varlığını hissetmektir.
"vermek istemeseydi istemek verirmiydi" diyor üstad. İstemekte bir nevi ibadettir.
Peki duamızın kabul edildiğini bazen anlamayabilirmiyiz. Risaleden aynen aktarıyorum:
Üçüncü Nükte Dua-yı kavlî-i ihtiyarînin makbuliyeti, iki ci-hetledir: Ya ayn-ı matlubu ile makbul olur; veyahut daha evlâsı verilir. Meselâ, birisi kendine bir erkek evlât ister. Cenâb-ı Hak, Hazret-i Meryem gibi bir kız evlâdını veriyor. "Duası kabul olunmadı" denilmez. "Da-ha evlâ bir surette kabul edildi" denilir. Hem Bazen kendi dünyasının saadeti için dua eder. Duası âhiret için kabul olunur. "Duası reddedildi" de-nilmez. Belki, "Daha enfâ bir surette kabul edil-di" denilir, ve hâkezâ... Madem Cenâb-ı Hak Hakîmdir. Biz Ondan iste-riz, O da bize cevap verir. Fakat hikmetine göre bizimle muamele eder. Hasta, tabibin hikmetini itham etmemeli. Hasta bal ister; tabib-i hâzık, sıtması için sulfato verir. "Tabip beni dinlemedi" denilmez. Belki âh ü fizârını dinledi, işitti, cevap da verdi, maksudun iyisini yerine getirdi.
Ortalama 60-70 yıllık dünya hayatımız ve maksatlarımız için dua ediyoruz ya ölüm ve ötesi için duamız varmı?
Hak vaki olduğunda karanlık ve koyu bir toprağın altında bizi yapayalnız bırakıp gittiklerinde ne yapacağımıza dair bir fikrimiz varmı? Bizi ne kurtaracak kim yardım edecek bir fikrimiz varmı?
Annenin evladını dahi gözü görmediği o haşir(diriliş) meydanında elimizden bizi kim tutacak bunu hiç düşündük mü?
Bırakalım siyaseti Ali yi Veli yi ölüm ve ötesi için dünyada ne ektik ne biçtik muhasebe yapıyomuyuz hiç?
Ölüm yokluk değil, hiçlik değil sadece bir terhis teskeresi, bir mekan değişimi, ebedi hayatın başlangıcı gerçeği değilmidir ?
Mevlananın dediği gibi ölüm benim düğün günüm diyebiliyormuyuz?
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısına her geçen gün yaklaşıyoruz ve madem ömür sermayemiz için hiç bir garantimiz yok o zaman buyrun bu gerçekle yaşamaya ve hayatımızı bir daha gözden geçirmeye.
Bana bu bakış açısını kazandıran Risale-i Nur'a ve müfessirine duayla..
8 yorum:
dua ediyoruz ve hiç eksiklerimiz bitmiyor bu hayatta,birisi bitse yenisi ekleniyor üstüne.ne kadar da zayıfız aslında,bunu gösteriyor bu bitmek bilmeyen isteklerimiz.
neyseki dualarımıza yanıt alıyoruz,çok sükür.
haklısın ihtiyaçlar sınırsız neyseki dualarımıza sınır konulmamış, halimiz nice olurdu.
Merhaba,
"bende sizleri görünce üzülüyorum yazık!" dediniz yok oldunuz,ben de merak ettim sizi,bir uğrayayım blogunuza dedim.
"Dua eder misiniz?" yazınızdaki 2
cümleyi içinden alıp(Dua bir terapidir. İnsanı manen rahatlatan bir nevi tedavidir),-hımm bu yönünden bakabilmek de güzel, diyerek sevgilerimi sunuyorum size.
Bilmem sizin kadar kesin,kati,öz,kısa ve sanırım kaba olamadım ama idare edin artık lütfen.
Saygılarımla Aymen Hanım güzel günler sizinle olsun...
Sanada Merhaba hoşgeldin bloguma mobius. Blogunuzu okuyunca söyleyecek çok söz vardı fakat sadece üzüntülerimi bildirdim bu doğru.
Dua hakkında yazımdaki cımbızla çekip çıkardığınız 2 cümleciğe övgünüz, olaya aynı pencereden bakabilmemiz beni mutlu etti:))
Sevgi dileklerinizi kabul ediyor ve bende size sevgilerimi gönderiyorum umarım kabul buyurursunuz.
Duayla..
Merhaba,
Dua dan çok insanın içi daha önemlidir diyorum ben.Başkasına sevgi besleyemeyen insanların dua ları tanrıya ne kadar yakın olabilir?
sevgilerle
Umar
www.umarturkoglu.com
DUA ETMEK BENCE BIR INSANIN EN ONEMLI KISISEL GELISIMI ETMEDIGIMIZI INANMADIGIMIZI DUSUNUYORDUMDA DUNYA NE CEKILMEZ BIR YER OLURDU BIR YARATICININ OLDUGUNU BILMEK DERDINE DERMEN OLACAGINI DUSUNMEK VE HANGI KONU OLURSA OLSUN KALBINDEN GECENE SENIN GIBIHAKIM OLAN YARATICIDAN YALANSIZ DOLANSIZ ISTEMEK DUA BAMBASKA BIRSEY INANOGLUNUN %100 DURUST OLDUGU VE RUHUNDAN KOPAN SOZLER DAHA NE OLSUN
......................
RABBIM BENI SENSIZ CAGRES�Z BIRAKMA (AM�N)
...................
Merhaba Umar,
Dua mı önemli insan içi mi önemli diye bi kıyaslama yapmak ne kadar doğru bilemiyorum. Dua da önemli insan içi de desek nasıl olur.(gerçi insan içi denilen şey nedir çözebilmiş değilim bir kaçış noktası gibi neredeyse)
ya dua edeceksin ya insan seveceksin diye tek tercihte sunulmamış. Hem dua etsek hemde insan sevsek olmaz mı? Allah a yakın olmanın sınırı yada ölçüsü yok ki hem sev hem sarıl hem yaklaş hem içini temizle....:)
Allaha yakarmanın ve onu tanımanın ne sakıncası olabilir? Hayvan sevgisi cennete girmeye vesiledir hadisi şerifiyle bile sevginin sadece insanlar için değil diğer canlılar içinde kullanıldığında ödülünün ne büyük ve mühim olduğu apaçık ortada değilmidir. Hem sevmeyen dua edemez, samimi olamaz isteklerinde. Duanın içinde insanın içide var sevgiside vesselam:))
Yorumun için teşekkürler Umar
sevgili zehra duana bende katılıyorum aminn
Yorum Gönder